İNKA’LARDA SAYWA
Dr. Cecilia Sanhueza Toha’nın Antofagasta V. Bilim Festivalinde Saywalar üzerine yaptığı sunum. 15 Nisan 2018.
Cecilia Sanhueza Toha Santiago’da Pre-Colombien Sanat Müzesinde çalışıyor.
Bu yapıtları, özel bir yol olan İnkaların yolunda görüyoruz. Bunların şu anda kalanları 120 -130 cm boyundadır. Büyük ihtimalle asılları, gördüklerimizden çok daha yüksekti. Tabanları kare biçiminde taştan yapılmış yapıtlardı. Düz bir çizgi üzerinde, İnkaların geçtikleri yolda 4 ya da daha fazla olarak konumlandırılıyorlardı. İlk başlarda bilinmediğinden, bu yapıtlara genel bir terim olarak “İTOS” adı verildi.
İşlevleri bilinmiyordu. Ne işe yarıyorlardı? Tarihi kaynaklara yönelik çalışmalarda; Başlangıçta figürler, İspanyolların ve farklı yerli halkların desenlerinde ortak görülen yapıtların, yol etrafında oldukları tespitidir. Lügatlar, buna bir tanımlama getirdiler ve “toprak yol belirleyen sınırtaşı, İnkaların yolunu işaret eden üst üste sütun biçiminde konmuş taş” olarak belirttiler.
Bu çok ilginçti, çünkü o tarihe kadar hâlâ bilinmeyen, İnka yolu üzerinde mesafeyi belirleyen bir çeşit ölçü biriminin varlığını ifade ediyordu.
İnkaların büyük taş yontucuları ve arazi sınırları ölçücüleri oldukları ve bunun için uzman memurlara sahip oldukları biliniyor. Taş yontucular ve ölçümcüler, farklı etnik toplulukların arazilerini birbirinden ayıran sınırlar yapıyorlardı.
Nasıl adlandırıldıkları bilinmeyen, yol üzerinde gördüğümüz bu yapıtların, 17. yy başında, çeşitli yayınlardaki farkli çizimlerde ilk kez “SAYWA” olarak ortaya çıktığı görülüyor.
Anlaşıldığı kadarıyla saywa’lar, sınır ve arazilerin düzenlenmesinde belirleyici rol oynuyorlar.
İşte fotoğrafta yarısı yıkılmış bir saywa. Ve işte bir başka saywa’dan, bulunduğu konuma bağlı olarak şeklinin farklı olabileceğini görüyoruz.
1980 – 90 yıllarının arkeolojisi bu “İTOS” ları, “TOPUS” olarak adlandırdı çünkü İspanyol lügatında böyle isimlendiriliyorlardı.
Topus kelimesi, ölçüm’ü ifade ediyordu. Bu “topus” bir şeyler ölçüyordu ama neyi ölçtüğü bilinmiyordu. İnka yolunu boydan boya geçen 16.yy İspanyol tarih yazarları, “İnka yolunun Topusları” olarak adlandırdılar ve bunu uzaklıkları ölçme sistemine bağladılar. Burada söz konusu olanın İnkaların “birim ölçümü” olduğu düşünülüyor. 1980 – 90’ ların arkeolojisi de aynı isimlendirmeyi kullandı.
Bu durumda artık “saywa” ların sınırların ölçümü, alanların ölçümü ve yolların uzaklıklarının ölçümüyle bağlantısı olduğu biliniyor.
Böyle olmakla birlikte, araştırmaların devamı da onların astronomi zaman ölçümünde de bir işlevlerinin olduğu varsayımına ulaşıldı.
“Saywa”, Cuzco şehrindeki astronomi gözlemlerinde kullanılan sütunlara verilen isimdi. Tarihçilerin anlattıklarına göre, sütunların yapıları birbirinden farklı sayılırdı ve çeşitli boydaydılar. Çok küçük ya da çok büyük olabiliyordu.
Yan yana kurulu, 2 – 4 ya da 8 saywa ile güneşin, ayın, takımyıldızların ve yıldızların hareketlerini ölçüyorlar, gün ve mevsim dönümlerini hesaplıyorlar ve üretime bağlı çalışmaların ve yıl içinde yapılan ayinlerin planlamasını yapıyorlardı
16. yy’dan bir tarihçi, Cuzco şehrinde ki Ekinoks* kutlamasının, güneşin bu sütunlar üzerinden geçişine göre yapıldığını, bunların saywa olarak adlandırıldıklarını ve Cuzco şehrinde her yerde bulunduklarını belirtiyor.
Şimdi bu astronomi yapıtları konusundaki araştırmamızın üç ayrı yönünden bahsedeceğim. Araştırmada sadece tarihi yöntemleri değil, astronomi ölçü yöntemlerini de kullandık. Bunun için konu uzmanlarının günümüzün hesap programlarından yararlandık. Özellikle ALMA** Gözlem Merkezinde çalışan iki bilim insanından, İnkaların yolundaki saywaların işlevlerini anlamak için yardım aldık.
Loa ırmağı bölgesindeki İnka yolunda bulunan saywaların tam karşısına geldiğinizde, karşıda tek bir yapıt var sanılıyor. Halbuki burada arka arkaya beş saywa bulunuyor. Bu ne anlama geliyor?
Saywaların sınırları ölçtüğünü biliyorduk. 1980 – 90’ların arkeologları; eğer İnka yolu bir sebepten yok olmuş ise, saywa’ların bir işaret olarak yolun orada olduğunu gösterdiklerini düşünüyorlardı.
……
Art arda yapılan üç saywanın ilk ikisi arasına ve ondan sonrakine bir çizgi çizildiğinde tamamen düz bir hat elde edilir. Bölgede tüm saywalar doğuya doğru düz bir çizgi üzerinde bulunuyorlar.***
Çalışmamızda, her saywa için; yol yönü göstermesi, sıralanma biçimi, astronomik yönü, bulundukları rakım vb bilgileri belirten bir tutanak gerçekleştirdik. Bütün bu delilleri sunduğumuz çok gelişmiş programlara sahip olan astronomlar, bize şu sonuçları yolladılar:
Kış Solstice’sinde**** saywalar, sabah güneşi doğarken, güneş ışınlarının düştüğü doğru çizginin üzerinde art arda sıralanmışlardır. Astronomların çalışmasına ek olarak, Google Earth’te astronomi verileri ölçen bir işlem bulunuyor. Burada astronomların söylediklerinin doğru olduğunu saptadık.
Kış solstice’sinin ilk günü olan 21 Haziranda, çok büyük soğuk ve büyük zorluklara rağmen güneşin doğmasını görmeye gittik. Güneş ışınlarının tam olarak saywa’ların hattı üzerinde olduğunu saptadık.
2015 ve 2016 yıllarında Alma Gözlem Merkezinden 2 astronomun katılımıyla, sahada aynı olaya tanık olduk.
Başka bir saywa alanına, çok daha güneye, Salar de Punto Nagra’ya, Tokomar saywa’larını görmeye gittik.
Google Earth sayesinde iki saywa’yı izledik. Burada farklı bir durum gözlemledik. Saywa’lar çok kötü durumdaydılar.
Büyük ihtimalle, İspanyollar taşları kullanmışlar ve güneş ışınlarının bu yol üzerinde sıralanmasından din adamları hoşlanmamış, bunu yaymaya çalıştıkları “uygarlık”larının önünde bir engel görmüşlerdi.
Aynı zamanda bir saywa’dan öbürüne bir çizgi olduğu çok açık bir biçimde gözlenebilmektedir. Yerde yan yana dizilen taşlar, iki saywa’yı birbirine bağlamaktadır. Bu ne anlama geliyor?
Tarih yazıcıları sayesinde biliyoruz ki İnkalar, yapıtlar arasına dizili taşlara güneşin hareketine göre çizik işaretler yapıyorlardı.
Bir başka tarih yazıcısı şöyle belirtmiştı: “ İnkalar, güneşin doğduğu yönden battığı yöne doğru bir çizgi yapıyorlardı ve yapıtların gölgesinin çizgi üzerine düşmesi sayesinde ekinoks’un yaklaştığını görüyorlardı. Gölge iki saywa arasındaki çizginin ortasına düştüğünde, o günün ekinoks günü olduğunu söylüyorlardı”.
O halde bu yapıtlar güneşin hareketini ölçmeye yarıyorlardı. Ama Tokomar’da bizi bekleyen tek süpriz bu değildi. Bir heykel, saywa’nın üstüne yapılmıştı. Genelde boyları zamanla yarıya inmiş saywa’ların üzerlerinde bu parçanın olup olmadığını öğrenmek istedik. Diğer sahalardaki saywa’ların üzerinde bunların izlerini bulduk. Boyları 69 cm ve enleri 19,5 cm olan çok iyi kalitede bazalt taşından***** eserler bulduk. Bu parçaların üst uçlarından biri doğal halinde dururken, diğer uç kısmı yontulup işlenmişti. Bunlar saywa’lar üzerinde bulunuyorlardı.
İnkalar için tanrısal bir sembol olan güneşi, Cuzco şehrinde saywa üzerinde bulunan bir yaşındaki çocuk simgeliyordu. Bu figürü halk değil, sadece güçlü konumdaki yönetici hâkim kesim kutsayabilir ve ona tapınabilirdi. Halkın da güneş imgesine tapınabilmesi için, çocuk figürü yerine bazalt taşı konuyordu.
Şimdi Portezuelo de Vaquillas’ta Puanto Negra’nın en uç güney noktasına gidelim.
Burada İnka yolu ile ilgili altı saywa bulduk. Fakat bu kez güneş sonbahar ekinoks’u (21 Mart) ile yapıtlar üzerine düşerek hat çiziyor. Bölgede hava şartları çok kötüydü. Burada salwa’lar sadece güneşle değil, saha ve manzara ile de bir diyalogu var. Saywaların kuruldukları yerler, yollara belli bir simetri vermek için çok titiz olarak seçilmiş.
Saywalar birbirinden farklılar : 2 – 4 ya da daha fazla sayıda olan saywa’ları birbirine bağlayan çizgi bulunmuyor.
Uzaklık konumları eşit değil. Saywaların sınır kavramına bağlı olduklarını söylemiştik. İnka’lar zamanında, Şili ve Peru’nun bölgelerini ayırıyor ve sınırlarını oluşturuyorlardı. Böylece güneşin hareketine göre saywa’lar sınırların işaretiydiler.
Asronomi, uzay ve kutsallık dışında, saywa’ların Samanyolu yıldız sistemiyle bir bağları var mıydı diye kendimize sorduk. Bugün itibarıyla bu hipotezi ileri süremiyoruz. Fakat ALMA Gözlem Merkezinin bilimsel çalışmaları gösteriyor ki, Samanyolu’nun dünyadan izlenebildiği kadarıyla çok garip bir döngü hareketi var. Yaptığı daire dönüşü bir gece boyunca değişim gösteriyor. Bir tahtaravalli gibi yanlamasına inip kalkıyor. Bazı anlar İnkaların yollarıyla aynı çizgiye geldiği gözleniyor ve bazı anlar ise sanki Samanyolu saywa’ların tepesinden çıkıyor gibi. Bu acaba bir tesadüf mü, yoksa İnkaların yaptıkları bir hesap mıdır? Bunun yanıtını bilmiyoruz ve araştırmalar sürüyor.
İnkaların yaşamı güneşin, gökyüzünün, yıldızların varlığına bağlıdır.
Dr. Cecilia Sanhueza Toha
(Kaynak. https://vimeo.com/269641673 )İspanyolcadan Fransızcaya çeviri : A. Öztürk – Türkçeye Fransızcadan çeviri : K.Öztürk)
Aşağıdaki videoda ALMA ekibinin Sayın Cecilia Sanhueza Toha ile yaptıkları saha çalışmasını göreceksiniz.
Researchers supported by ALMA identify Inca calendar in the Atacama Desert
9 April, 2018
Researchers supported by ALMA identify Inca calendar in the Atacama Desert
Çevirmenin açıklamaları:
(*) Ekinoks ve Solstice
Astronomik olan bu iki olay kuzey ve güney yarımkürede her biri için yılda iki kez tekrarlanır. Her değişim, mevsimlerin dönmesidir. Günlerin uzunluk sürelerini belirlerler.
Ekinoks: İlk kez 21 Martta, ikinci kez 23 Eylülde olur. Ekinoks gününde gece ve gündüz eşit sürede olurlar!
21 Mart, kuzey yarımkürede (YK) ilkbahar; kuzey yarımkürede sonbaharın başlangıcıdır.
23 Eylül’de kuzey YK’ de sonbahar, güney YK’de ilkbahar başlar.
(**) ALMA Gözlem Merkezi ( Atacama Large Millimeter Array) ; Avrupa, ABD, Kanada, Tayvan, Japonya, Kore ve Şili’nin ortak bir işbirliğiyle çalışır. Uzayı izler.
Gökyüzü, Atacama’da çok kuru olmasından dolayı, uzay yüksek düzeyde izlenebilmektedir. Astronomlar ALMA’yı, Şili’nin Atacama çölünde 5000 metre rakımdaki Chajnantor vadisi üzerine kurmuşlardır.
(***) Güneşin doğuş istikametine doğru…
(****) Soltyice 21 Haziran ve 21 Aralıkta olur. Solstice, yılın en kısa ve en uzun günüdür.
21 Haziranda Kuzey YK’de yaz ; güney YK’de kış başlar. Kuzey YK’de en uzun, güney YK’de en kısa gündür.
21 Aralıkta kuzey YK’de kışa, güney YK’de yaza geçilir ; Kuzey yarım kürede en kısa, güney YK’de en uzun gündür.
(*****) Bazalt, volkanik kaya kütlelerinden birisidir. Siyah renkli olan ve çok sert bir kayaçtır. Aşınması oldukça güçtür. Kimyasal yapısı oldukça dirençli olmasına karşın ince işçilik için de uygun bir yüzeye sahiptir.